top of page

SAHTEKAR

CHANGELING (2008)


1928'in mart ayında, telefon operatörü olarak çalışan anne Christine Collins (Oscar ödüllü Angelina Jolie), günün birinde, işten eve döndüğünde oğlunun kaybolduğunu görür. Aramalar sonucunda Los Angeles polis departmanının "İşte bulduk" diye yabancı bir çocuğu karşısına çıkarması üzerine zorlu bir mücadeleye girişen Christine Collins'in gerçek hikâyesi anlatılıyor filmde. İtibarını kurtarmak isteyen polis, Christine'in oğlu olduğunu iddia eden bir çocuk bulur. Collins ile evladının kavuşmasını medya önünde bir halkla ilişkiler gösterisi olarak organize ederler. Kendisine getirilen çocuğun oğlu Walter olmadığının bilincinde olan Christine, sayısız polis, medya organı, fotoğrafçı arasında allak bullak olup adeta serseme döner ve getirilen çocuğu evine almaya ikna olur. Ama umutla ve azimle, oğlunu bulmak için büyük bir mücadeleye girişir.

Sahtekâr, Angelina Jolie'nin müthiş bir performans sergilediği, gerçek bir olaydan esinlenmiş dram ağırlıklı sıra dışı bir dönem filmi. Yönetmen Clint Eastwood harika bir iş çıkarmış. John Malkovich gibi bir ustadan ve diğer bazı yan rollerden de destek alsa da Angelina Jolie tek başına taşıyor filmi. Bu performansı ile de ‘En İyi Kadın Oyuncu’ dalında Oscar’a aday olmuştu zaten. Çocuğunu kaybetmiş bir annenin duygularını ve çaresizliğini çok iyi aktarıyor. Başlarda sıradan bir kaçırılma hikâyesi olarak görebilirsiniz. Ancak dakikalar ilerledikçe gerilimin seviyesi de yükseliyor. Çocuğunu kaybeden bir anne üst üste o kadar haksızlığa uğruyor ki izlerken sinirleniyor ve geriliyorsunuz. Bu da sonuna kadar filmi izletiyor. Filmde başlıca üç tür gerilim var. Öz oğlu olduğu iddia edilen bir çocuk ile bir annenin arasındaki gerilim, yaşanmış olan cinayetlerin yarattığı gerilim ve sıradan bir vatandaşın kokuşmuş, yozlaşmış "devlet" ve "polis teşkilatı" ile karşı karşıya kalması. Kilise ile polis teşkilatı arasında yaşanan güç kavgası da filme ayrı bir renk katıyor. Filmde hoşuma giden noktalardan biri de ayrıntılardı. Güzel otomobiller, kırmızı elektrikli tramvay, telefonlar, telefon santrali, patenli şefler, ev eşyaları, dönemin kıyafetleri, polis üniformaları gibi her şey çok güzel kullanılmış. Bu sayede filmi izlerken kendinizi geçmişte hissediyorsunuz.

Konusu yaşanmış bir olaydan alındığı için olsa gerek biraz temposu düşük bir film ama son ana kadar kendisini merakla izleten bir film.

98 görüntüleme
Yazı: Blog2_Post
bottom of page