AYET VE HADİS MEALİ İLE AMEL ETME/HÜKÜM VERME
- Mehmet ERDEM
- 8 Haz
- 2 dakikada okunur
Din, Allah’ın peygamber ve kitap aracılığıyla insanlara bildirdiği bir yaşam biçimidir. Doğru inan, düşünce, söz ve davranışın kaynağı ve ölçüsü Allah’ın kitabı ve peygamberinin sünnetidir. Hele de konu ibadetler olunca akıl ve mantık yürüterek çıkarım yapılamaz. Din insanın aklına hitap eder ve hükümleri akla ve mantığa uygundur. Ancak mantık ile bir din inşa edilemez. Bu ya Allah’a dinini öğretmektir ya da kendi aklını/mantığını tanrılaştırmaktır.
“Göklerde ve yerde olup bitenleri en iyi Allah bildiği halde, ona dininizi mi öğretiyorsunuz? O zaten, her şeyi biliyor.” HUCURÂT SURESİ; 16
“Kendi duygu ve düşüncelerini tanrılaştırana bakar mısın!” FURKÂN SURESİ; 43
Ayet ya da hadislerden hüküm çıkarabilmek için tefsir, fıkıh, hadis, Arapça/belagat, Maani-bedi-beyan, fıkıh usulü, hadis ve tefsir usulü gibi birçok ilimde mahir olmak gerekir.
Dinî bir konuda hüküm/yargı bildirmek için önce Kur’an’ı bilmek gerekir. Çünkü Kur’an ayetlerinin bir kısmı bir kısmını açıklar, sınırlar. İkinci olarak Hz. Peygamber'in(asm) sünnetini/hadislerini iyi bilmek gerekir. Hadis ile kastedilen de Peygamber Efendimizin sözleri, uygulamaları, onayları ve sükûtlarıdır. Üçüncü sırada ise sahabenin ve büyük müçtehid alimlerin beyanları ve görüşleri vardır. Dini peygamberden doğrudan öğrenen sahabenin ve İslamî ilimlerde uzmanlaşmış âlimlerin görüşleri oldukça önemlidir. Dördüncü unsur ise, bütün yönleriyle Arapçayı iyi bilmektir. Kur'an ayetlerinin ve hadislerin farklı manalara ihtimali olduğu bir gerçektir.
Bu unsurları araştırmadan ve gereği gibi öğrenmeden, bir ayet ya da bir hadisten hele de mealinden hüküm çıkarmaya kalkışan kişi yanlış sonuçlara ve bâtıl hükümlere ulaşır. Bu yüzden Allah, inanan toplumların dinî konularda uzman kişiler yetiştirmesini ve bunların insanlara rehberlik etmesini emretmiştir.
“Müminlerin hepsinin toptan savaşa katılması gerekmez; bu doğru da değildir. Her toplumdan bir grup insan geride kalmalı ve dini konularda uzmanlaşmaya çalışmalıdır. Böylece dini konularda halkı aydınlatırlar ve kendilerine müracaat edildiğinde de nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda insanları uyarırlar. Bu sayede toplum kötülüklerden korunmuş olur.” TEVBE SURESİ; 122