Hayatı mahkemelerde ve sürgünlerde geçen, geride binlerce talebe ve Risale-i Nur külliyatını bırakan Bediüzzaman Said Nursi, 23 Mart 1960 tarihinde vefat etti.
1878'de Bitlis vilayetine bağlı Hizan ilçesi Nurs köyünde dünyaya gelen Bediüzzaman Said Nursî, çocukluğunda çevresindeki medreselerde eğitim gördü. Kendisinde görülen harikulade zeka ve hafıza sebebiyle önceleri Molla Said-i Meşhur diye tanındı. Daha sonra "Zamanın Harikası ve Benzersizi" anlamında "Bediüzzaman" unvanıyla şöhret buldu.
Skolastik bataklığı içinde saplanmış medrese hocalarından farklı olarak pozitif bilimlerle, dönemin fen ve felsefesiyle meşgul olmuş; İslami ilimlerle pozitif bilimlerin birlikte okutulmasıyla taklit ve taassup yerine tahkiki imanı kazandırmayı amaçlamış; akıl ve kalbi birlikte kullanarak doğru İslam'ı ve İslamiyet'e layık doğruluğu yaşamayı ve yaşatmayı hedeflemiş; yaşamıyla ve yazdıklarıyla Kur'an'a ayna olmaya çalışmış büyük bir insan ve büyük bir alimdir.
Tarikat şeyhlerinden farklı olarak da insanları kendine değil,
kitaplara ve Kur'an'a yönlendirmiş; yaptığı hizmet karşılığında
bir ücret ve hediye kabul etmemiş; kendisinin
kutsallaştırılmasını gönülden reddetmiş; mezarının bile
bilinmesini istememiş bir ihlas örneğidir.
1960 darbesinden iki ay sonra bir Temmuz sabahı Urfa'daki
mezarı askerler tarafından parçalanarak cenazesi bir askeri
Uçakla bilinmeyen bir yere götürülmüş ve bu dileği zalimler
eliyle gerçekleştirilmiştir.
Allah rahmet eylesin
Comments